Silahlı çatışma hukuku, savaş ve çatışma ortamlarında tarafların uyması gereken kuralları belirleyen uluslararası bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, özellikle sivillerin korunmasını amaçlayan Cenevre Sözleşmeleri ve ek protokoller çerçevesinde düzenlenmiştir. Çatışma sırasında sivillere yönelik saldırılar, ayrım gözetmeme ve orantılılık ilkeleri çerçevesinde değerlendirilir. Hukuka aykırı şekilde sivil ölümlerine sebebiyet verilmesi, savaş suçu olarak kabul edilmekte ve ciddi hukuki yaptırımlara yol açmaktadır.
Uluslararası insancıl hukuk, savaşan tarafların yalnızca askeri hedeflere saldırmasını zorunlu kılar. Ayrım gözetme ilkesi, sivillerin ve sivil altyapının doğrudan hedef alınmasını yasaklar. Ancak, askeri hedeflerin meşru olduğu durumlarda dahi orantılılık ilkesi devreye girer; yani, bir askeri hedefe yapılan saldırının, beklenen askeri avantaj ile yol açabileceği sivil zarar arasında orantılı olması gerekir. Bu ilkelere aykırı şekilde gerçekleştirilen eylemler, uluslararası ceza mahkemeleri tarafından savaş suçu veya insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilebilir.
Sivil ölümlerine sebebiyet veren askeri veya devlet yetkilileri, ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde yargılanabilir. Özellikle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), savaş suçlarına karışan kişileri yargılamakla yetkilidir. Ayrıca, ilgili devletlerin kendi iç hukuklarında da askeri personelin sorumluluğu düzenlenmiş olup, askeri mahkemeler veya ulusal yargı organları tarafından da cezai ve hukuki yaptırımlar uygulanabilir. Bu çerçevede, çatışma ortamında görev yapan askerî personelin hukuki sorumluluklarını bilmesi ve uluslararası insancıl hukuk kurallarına uygun hareket etmesi büyük önem taşımaktadır.